KOZANIN SOSYAL DURUMU


İlçe genelinde tarım kültürü hakim olup, sanayi sektörü gelişmemiştir. İlçe halkından önemli bir kesimin   tarımla uğraşacağı kadar arazi veya bir narenciye bahçesi mevcuttur.1973 yılında Kilgen çayı üzerine yapılan   Kozan Barajı ile 6.935 hektar arazinin sulamaya açılması ve narenciye kültürünü gelişmesi ile her yıl İlçe   ekonomisine önemli girdi sağlanmaktadır. Bu durum sanayi ve ticaret kültürünü geriş ölçüde olumsuz yönde   etkilemiştir. İlçe merkezinin kenar mahallelerinde Feke, Saimbeyli ve Tufanbeyli İlçelerinden gelip gecekondu   tipi konutlarda yaşayan, gelir durumları düşük insanlar yerleşmiştir. İl dışından İlçe merkezi ve köylerine yeni   nüfus gelip yerleşmemiş, o nedenle önemli ölçüde sosyal ve siyasal nitelikli olaylar yaşanmamaktadır.  İlçe   merkezi ve köylerde geçmişten gelen alışkanlık gereği genelde tek veya iki katlı müstakil konutlar yaygındır.   Ancak, son yıllarda kooperatifçilik kültürünün gelişmesi ile çok katlı apartman tipi konutlarda yeni yerleşim   alanlarında yükselmeye başlamış olup halende hızla devam etmektedir. İlçe merkezi ve ova merkezinde yaz   ayları oldukça sıcak geçtiği için hemen herkesin yaylalık kesimde bir yayla evi mevcuttur.Yazın sıcakların   başlaması ile birlikte halk bu yayla evlerine çıkar, sonbaharda asıl konutlarına dönerler. Halkın tümü İslam   dinine mensup olup, Türkçe den başka herhangi bir dil konuşmamaktadır.  GÖRÜLMEYE DEĞER YERLERYaverin Konağı: Bölgenin en eski sivil mimari örneklerinden biri. Belediye öncülüğünde başlatılan çalışmalar meyvesini vermeye başladı. Yaverin Konağı restorasyon programına alınmış olup, çalışmalar bitince Butik Otel (misafirhane ve restoran) olarak turistlere hizmet verecek. Kozan'da Yaverin Konağı gibi ilgi bekleyen onlarca ev, konak ve dükkan var. Belediye, Yaverin Konağı'nın restorasyonunu üstlenerek, her geçen gün sayıları azalan tarihi evlerin dönüşümüne öncülük yapmak istiyor. Tarihi Ev ve Dükkanlar: Tarihi dönemlerden kalma bir çok ev, dükkan ve konaklar eski Kozan diye bilinen kale eteklerinde yer almaktadır. Geçmiş dönemlerde çeşitli işlevleri üstlenmiş olan Tarihi Kozan Evleri günümüzde hala dimdik ayaktadır. Hacı Muhtar Konağı, Akçalı Konağı, geçmişte hastane olarak kullanılmış tarihi bina, Camii Kebir Caddesindeki tarihi dükkanlar tarihten günümüze gelen yadigarlardan sadece bir kaçı... Bedesten: Osmanlı'nın son dönemlerinde yapılan Bedesten de ilgisizlik ve bakımsızlıktan ciddi hasar görmüş durumda. Belediyeye devri için çalışmalar sürdürülüyor. Röleve çalışmasını Gazi Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencileri üstlenmiştir. Yakın zamanda eski görünümüne kavuşacak. Birinci derecede SİT alanı ilan edilen kent merkezindeki dükkanlar tek tek elden geçirilerek, ortak bir görünüme kavuşturulacak. Belediye, kent merkezindeki diğer yapıların da ortak bir görünüm kazanması için ayrı bir proje hazırlıyor. Hoşkadem Camii: Kentin en büyük ve en eski camisi olan Hoş Kadem Camii'ni de görmeyi ihmal etmeyin. Belediyenin hazırlamış olduğu Kentsel Dönüşüm Projesinin basamaklarından olan Hoşkadem Camii Avlusu yeni haliyle görenleri büyülüyor. Cami önüne yapılan fıskiyeler, gece lambaları, tatlı su çeşmesi, oturma yerleri muhteşem bir görüntü oluşturuyor. Kilikya Ermeni Manastırı: 1292-1921 yılları arasında Kilikya Ermenilerinin merkezi olan Sis Ermeni Manastırı, Kozan Kalesi eteklerinde bulunmaktadır. Ermeni dünyasının en önemli manastırlarından biri olan Kilikya Ermeni Manastırı'na ait kalıntılar kale eteklerinde tarihe direnmekte... Kozan Kalesi: Yapımı milattan önceye uzanan kalenin dört bir yanından Çukurova'yı ve Kozan'ı seyretmek mümkün. Kaleye tırmanış biraz zahmetli... Ancak, yukarı çıkınca karşılaştığınız manzara yorgunluğunuzu unutturuyor. Battal Gazi Zindanı: Kozan Kalesi'nde bulunan Battal Gazi Zindanı tarihi günümüze taşıyan bir araç olarak duruyor. Halkın belleğinde yaşatılan bir menkıbeye göre Battal Gazi, Kozan'ın fethine katılmış, bir müddet Kozan'da yaşamış, Kozan Kalesinde onun adına bir zindan olduğu söylenegelmiştir. Kozan Barajı: Çukurova ile Torosların buluşma noktasında yer alan Kozan Barajının etrafı mesire yeri olarak düzenlenmiş. Barajın suları ile buluşan doğal manzara insanı dinlendirmede birebir. Baraj yolu boyunca zakkum ağaçlarının görüntüsü gözlere hitap ediyor. Ayrıca Kozan Barajı amatör balıkçılar için de ideal bir yer. Dağılcak Mesire Alanı: Dağılcak Mesire Alanına ulaştığınızda kendinizi Karadeniz Dağlarında zannetmeniz olası. Yeşilin doğaya işlendiği güzide bir yer Dağılcak. Şırıl şırıl akan dere üzerine kurulu çardakta çaylarınızı yudumlamanız size çok büyük keyif verecektir. Et lokantasında karnınızı doyurma imkanına sahipsiniz. Yeşil alanları ve doyumsuz manzaraları ile insanı büyülüyor; bölgenin adeta akciğeri görevini yapıyor. Şehrin gürültüsü ve kötü havasından uzaklaşmak isteyen civar yerleşim birimi halklarına alternatif bir mekan Dağılcak. Karasis Kalesi:Anavarza kadar önemli bir bölge de Karasis Kalesi. Torosların uzantısı olan Dağılcak mevkiindeki kaleye 8 kilometrelik bir yoldan ulaşılıyor. Karasis yamaçlarında araçlar için biten yolun kalan kısmı yürüyerek kat ediliyor. Karasis'in tarihi çok eski. Yapılan arkeolojik kazılarda Kartacalılar ve Büyük İskender�e ait nişanlar bulunmuş. Karasis�teki kazı çalışmaları Prof. Dr. Mustafa Sayar gözetiminde sürüyor. Ulaşımı kolaylaştırmak için yeni bir yol inşaatına başlanmış. Yol çalışması bittikten sonra ziyaretçi trafiğinin artması bekleniyor. Bucak Cennet Vadisi: Kozan'ın 15-20 km kadar doğusunda, Bucak nahiyesini geçince Köreken Dağlarının altından Sumbas Çayının çıkış noktası 'Bucak Cennet Vadisi' olarak adlandırılıyor. Koskoca Sumbas Çayının bir noktadan çıkışı, sazlıklar, söğüt ağaçları ve çayda yüzen ördekler muhteşem bir seremoni oluşturuyor. Cennet vatanın cennet köşelerinden birisi Cennet Vadisi... Anavarza Kalesi: Anavarza ile Kozan arası 25 kilometre. Seyhan yolu üzerinden ulaşılıyor. Kalenin altındaki Dilekkaya Köyü, o dönemlere ait kalıntıların arasında kurulmuş bir köy. Binlerce yıllık kalıntılar ve parçalanmış sütun başları ve süslemeler köyün farklı noktalarında duruyor. Anavarza Kalesi, Kozan Ovası'nın tam ortasında. Yüksek kayalıkların üzerinde duran bir kartal yuvasını andırıyor. Yirmi dakika süren hafif tempolu bir yürüyüşten sonra kaleye ulaşılıyor. Kaleye tırmanmak için 330 basamak çıkmak zorundasınız. Merdivenler yorucu olur diyorsanız kaya mezarların arasından çıkmanız da mümkün. Kalenin dört bir yanı lahit mezarlarla çevrili. Yaylalar: Kozan'da Akdeniz iklimi hakim. Her mevsim gezmeye elverişli bir havası var. Yaz aylarının oldukça sıcak geçmesi yaylaları ön plana çıkarıyor. Yaylalar muhteşem manzaraları ile cidden görülmeye değer. Yeşilin her tonunu bulabileceğiniz Toroslar üzerindeki yaylalar ferahlık dağıtan mekanlar olarak biliniyor. Şehir yaşantısından bunalan insanlar adeta soluklanmak için yaz aylarını fırsat bilerek kendilerini serin yaylalara atıyor. Kentin yakınındaki Horzum, Suluhan, Savruk, Çulluuşağı, İnderesi, Göller yayları bunlardan birkaçı.


Anavarza Kalesi 

Adana iline 80 km. mesafede, Ceyhan-Kozan yolunun 28. kilometresinde bugünkü adı Dilekkaya Köyü olan Anavarza antik kenti kalesinin surları olup dağ kaleleri zincirinin üçüncü halkasını oluşturur21. Dağlık Kilikya'nın merkezinde, 200 m. yüksekliğindeki stratejik alanda, ovanın kuzey ve güneyindeki bütün yollara hâkimdir. Toprak, Bodrum, Amuda, Sis, Tumlu ve Yılan Kale ile birbirlerini görebilecek mesafededirler.

  



Sombaz Çayı, Ceyhan Nehri ile birleşmeden önce, Anavarza'nın doğusundan akar. Kalenin oturduğu zeminin batı bölümü tamamen dik yamaçlardan meydana gelmiştir. Güney ucu ve doğu ucu ovanın alüvyonlu zeminine doğru yavaş yavaş eğimlidir. Batı ucunda, "Anazarbus" olarak bilinen Geç Antik şehrin surlan bulunur. Kalenin oturduğu zeminin uzunluğu 4,5 km.'dir. Kale, bir zamanlar bu antik şehrin merkezi olarak görev yapmıştır. Bu şehir, İmparator Vespasianus zamanında gelişmiş, 3. yüzyıla doğru bağcılık ve keten bitkisinin yetiştirildiği merkez olarak ünlenmiş, hatta Theodosius'un hükümdarlığı zamanında, yeni oluşan Kilikya Secunda'nın en önemli şehri olduğunda, resmi olarak "Metropolis" unvanıyla adlandırılmıştır.

 


Arapların bölgeye düzenlediği fetihler sonucu harap edilen şehir, Abbasiler tarafından tekrar kullaralıncaya kadar terk edilmiştir. Bu alanı yeniden güçlendirme çabalarının ilki, 796'da Harun Reşid tarafından gerçekleştirilmiştir. 827 yılında buraya yerleşen Müslüman kolonisi, 804, 806, 835 ve 855 yıllarında gerçekleştirilen Bizans akınlarıyla yeniden yakılıp yıkılmıştır ve Halife El Mütevekkil tarafından 861 yılında bu bölge yeniden yapılanmaya girmiştir. 10. yüzyılda şehrin nüfusu hâlâ fazladır ve stratejik açıdan büyük öneme sahiptir. 962'de Niceforus Focas tarafından gerçekleştirilen büyük baskınla şehir yerle bir edilmiştir. 1097 yılı sonlarında da Haçlılar'ın eline geçen Anavarza, sonraki dönemlerde de birçok yeniden yapılanmaya maruz kalacak şekilde yakılıp yıkılmış ve istilalarla tahrip edilmiştir.

 


Anavarza Kalesi, birisi asıl kale ve diğeri surlar olmak üzere iki bölümde incelenir. Kaleyi kuşatan surların yalnız doğu cephesinin boyu 1500 m.'yi bulur. Yüksekliği 8-10 m. arasında değişen bu sur duvarları her 70 m.'de bir burçla tahkim edilmiştir. Şehrin bu surlar üzerinde 4 kapısı vardır. Kaleyi baştan başa kuşatan surlar çok uzun olup, Anadolu'da bu kadar uzun bir dış surla savunulan kaleler yok denecek kadar azdır. Kale duvarlarının temelleri Bizanslılardan kalma olup, üst kısımlar Ermeniler tarafından onarılmıştır. Duvarlar dıştan küçük dörtgen kulelerle takviye edilmiştir. Kulelerin yüksekliği duvarların yüksekliğine eşittir. Kalenin iç tarafına giriş, küçük kapılarla yapılır.

 


Kalenin iç kısmında birinci bölümde askeri kışla, Ermeni Prenslerinden Toras'ın 1057'de yaptırdığı üç nefli küçük kilise ve bazı Ermeni krallarına ait mezarlar; ikinci bölümde ise askeri kışlayla ilgili odalar, depolar ve sarnıçlar yer alır. İki bölüm arasında kaya platformun üzerine inşa edilmiş 3 katlı bir kule bulunur

 


Yapı üzerinde Bizans, Ermeni, Arap onarımlarının izleri görülmekle birlikte, Arap onarımları sırasında güney savunma çizgisinin güneye doğru genişletildiği izlenmektedir



Kozan (SİS) Kalesi 

 

Kozan ilçe merkezinde, Kilikya Ovasındaki Saimbeyli'den Feke'ye ulaşan stratejik yolun indiği noktadadır. Anavarza'ya 36 km. uzaklıkta olan kale, Çukurova'yı çevreleyen dağ kaleleri zincirinin dördüncü halkasını oluşturmaktadır. Bu kalenin Andıl, Anavarza ve Tumlu Kaleleri ile görüş mesafesi vardır25. Tarihte Sis Kalesi olarak anılan kale, Assurlular tarafından yapılmış, Sis şehri el değiştirdikçe, onarım görmüştür.


  




Burası, Kilikya'daki Ermeniler'e başkentlik yapmış ve kalenin eteğinde bulunan ikinci bir sur kalıntısı içinde; kilise, kiliseye bağlı kütüphane, misafirhane ve keşiş odaları ile sistemli hale getirilmiştir. Hıristiyanlık dünyasında çok önemli bir yeri olan bu manastırda vaktiyle "pelesenk" denilen vaftiz yağı çıkarıldığı bilinmektedir.

 


Sis, her ne kadar şimdiki görünümüyle bir Ermeni yapı karakteri gösterse de, yine çok eski dönemlere dayanan bir geçmişe sahiptir. Kale duvarlarında, Assur (?), Pers, Roma ve Ermeni dillerinde onarım yıllarını belirten yazıtlar bulunur.

 


Sis'in yuvarlak duvarları, bir uçtan bir uca 6 km. uzunluğundadır. Bu bariyerler, yamaçların düzensiz ve sert kıvrımlarını takip ederek arazi ile uyumlu bir formda inşa edilmişlerdir. Bu asimetrik durumdan dolayı kale iki grup halinde inşa edilmiştir. Güney kesimdeki tepe üzerinde iç kale bulunmaktadır. Kuzey ve güneydeki bu iki grup, bir sur ile birbirine bağlanmıştır. Bu tahkimatlı yapı içerisinde 20-30 basamakla inilen mahzenler, gizli yollar, sarnıçlar ve cephane depoları bulunur.

 


Taş işçiliği ve plan bakımından yapının büyük bir kısmı Ermeni mimarisine dahil edilir. Ayrıca Ed-vvards, Memlûk işgali sırasındaki onarımlarda Ermeni ustaların kullanıldığından bahseder.

 


Kalkerden meydana gelen oldukça dik bir tepe üzerinde bulunan kalenin güneyinden bakıldığı takdirde tüm parıltısıyla Akdeniz görülür.

 


Kurtuluş Savaşı yıllarında dahi, Fransız topları Tu-fanlı Köyü'ne bu kaleden ateş açmışlardır

 


Kale günümüzde, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu Müdürlüğünce 28.11.1997 tarih ve 2923 sayılı kararla tescil edilerek koruma altına alınmıştır.

 

 

 

ÇÜ Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölüm

radyokozan.tr.gg


Copyright By_Sülocan© 2008 Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol